Hikaye şöyle;
Yaklaşık 25 sene önce Mete ailesinin bir kısım fertleri Hüsne Mete ve diğer kardeşler bir kooperatif kuruyorlar .
Mete Kardeşler koop inşaatını da Kardes Muzaffer Mete' ye ihale ediyorlar, böylece tezgah kuruluyor.
Yıllar süren inşaat bir takım sorunlarla, denetlenmeden, eksik malzemeyle yapılıyor, bu durum bilirkişi raporlarıyla sabit.
Kooperatif başkanı Husne Meteye son katta kooperatif yönetmeliğine aykırı olarak yaklaşık 400 metre karelik bir dubleks daire düşüyor!
Neredeyse bütün kardeşler ayrıcalıklı olarak aynı binadan daire sahibi oluyorlar.
Nihayet yıllar sonra üyelerden ekstra paralar alınarak inşaat bitiriliyor.
Ancak mutlaka alınması gereken Bina iskanı alınmıyor, yani üyelere iskansız bina teslim ediliyor.
Bina iskanı neden mi alınmıyor?
Belediye , SSK vs gibi kurumlara ödemeleri gereken yüksek harç ve vergileri ödememek ve projeye aykırı imalathane nedeniyle iskan alınmıyor.
Ancak Müteahhit Muzaffer Mete ve Koop yöneticileri olan Kardeşler, her nasılsa bu bir tek binadan zengin oluyorlar.
Başka da bir iş yapılmıyor, inşaata da devam etmiyorlar, calışmıyorlar , ise ihtiyaçları kalmıyor, gayri menkul zengini oluyorlar.
Bütün bu sorumsuzluk, suistimallerin sonucu Bina depremde yıkılıyor, pek çok can'a mal oluyor.
Ancak kendileri bu binada değil ama başka yerlerdeki evlerinde ikamet ediyorlar.
Yetmedi Abi Riza Mete CHP belediyesi Adana Büyük Şehirde Sağlık daire başkanı oluyor.
Muzaffer Mete de CHP li Ceyhan Belediyesinde Başkanın özel ekibinde özel işlerden sorumlu müdür yapılıyor , hakkında ciddi şaibeli var ve hala hakkında soruşturmalar var ve esnada kardeşlerin mal varlıkları artmaya devam ediyor!
Deprem sonrası bir süre ortadan kaybolan Muzaffer Mete bir süre sonra teslim oluyor ve tutuklanıyor.
Ancak ilk duruşmada tahliye edilip ev hapsindeyken , ikinci duruşmada ev hapsi de kaldırılıyor.